9 Mayıs 2016 Pazartesi

SEMBOLİZM

SEMBOLİZM

19. yüzyılın ikinci yarısında parnasizme tepki olarak ortaya çıkmış bir akımdır. Parnasyenler insan duygularına , izlenimlerine önem vermiyorlardı. Onlar için önemli olan gerçekçi düşüncelerdi.
Sembolistler bu anlayışa karşı çıkmış, duygusallığa , insanın iç dünyasına yönelmişlerdir.
Onlara göre somut varlıklar, dış dünya ile insanın duyuları arasında köprü kurmaya yarayan birer simgedir. Çünkü dış gerçek ancak insanın algılayış biçimiyle var olur. Yani insan onu nasıl algılıyorsa öyle değerlendirilir. Sembolistler, eğer semboller aracılığıyla dış çevrenin insan üzerindeki etkilerini ve izlenimlerini anlatmışlardır.
Şiiri sessiz bir şarkı olarak tanımlamışlar ve müziği şiirin amacı durumuna getirmişlerdir. Onlara göre şiir düşüncelere değil duygulara seslenmelidir, çünkü şiir bir şey anlatmak için yazılmaz.
Şiirde anlam kapalı olmalıdır ve herkes kendince yorum getirebilmelidir. Sözcüğün anlam değerinden çok müzikal değeri önemlidir. Anlam kapanıklığı ve farklı çağrışımlar yaratabilme amacı, bol bol mecaz istiarelerin kullanılmasına yol açmış, dolayısıyla dil de ağırlaşmıştır.
Gerçeklerden kaçma, hayale sığınma , çirkinlikleri hayal yardımıyla güzelleştirme, bunlara bağlı olarak ortaya çıkan karamsarlık, sembolizmin en belirgin özelliklerindendir.
Durgun sular, ay ışığı, alacakaranlık, tan ağartısı, perdede gezinen gölgeler ve ölüm başlıca temalarıdır. Lirizm, bu anlayışın en önemli öğesi durumundadır. Parnasyenlerin genellikle ' sone' nazım biçimini kullanmalarına karşın, sembolistler daha çok serbest nazım biçimlerine yönelmişlerdir. Türk edebiyatında roman alanında sembolist eserlere Mehmet Rauf'un Eylül romanı örnek gösterilebilir.
 Sembolizm ezoterizmde ise evrensel bilgi ve hakikatlerin basit ve sade öğelere indirgenerek ifade edilmesidir. Sembol, kimi sözlüklerde daha soyut bir şeyi anlatmaya yarayan daha somut şey ya da evrensel yasa, ilke, bilgi ve fikirleri açıklayan işaretler olarak tanımlanır. Bir sembol, anlatmak istediği şeyi en kesin, en belirli, en sade, en doğal şekilde ifade eden işarettir. Sembol sözcüğünün kökeni, eski Mısır dilindeki symbolon sözcüğünün Grekçe'ye geçmiş hali olan symballein fiilidir, birlikte tartışmak, birlikte birleştirmek, bir arada toparlayıp bağlamak anlamlarına gelir. Latince'de symbolum biçimine dönüşmüştür.
Kimi hakikatlerin o hakikatleri öğrenme liyakatine ulaşmamış kişilerden gizlenilmesi gereği .Bunun üç temel nedeni şunlardır. Gelişim düzeyi geri, dogmatik insanların hakikatlere ait bilgileri açıklayan hikmet sahiplerine karşı her devirde tehlikeli, tutucu tepkiler göstermiş olmaları.
Hakikatlere ait bilgilerin o bilgilere gereksinimi olmayanlardan, yani gelişim düzeyleri gereği, gelişim gereksinimleri henüz bu yolda olmayanlardan ve o bilgilerin taşıdığı enerjiyi kaldıramayacak olanlardan saklı tutulması. Çünkü hakikatlere ait bilgiler bu enerji yüklerini henüz kaldırabilecek kapasite olmayanlardan, sembollere büründürülerek gizlenir.
Hakikatlere ait bilgilerin ehil olmayan ellere geçmesi tehlikesi . Hakikatlere ait kimi bilgiler bir tür silah gibidir, ehli ve iyi niyetli olmayanların ellerine geçmemesi gerekmektedir. Hakikatlere ait bilgilerin avam-ı beşer tarafından bilinmesi gereken kısmının, onların anlayabilmesi için daha sade daha basit kalıplara indirgenmesi ait bilgilerin toplanması arz edilir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder