LOKMAN HAKİM 'İN NASİHATİ
Alimlerin örfünde hikmet, insan nefsinin nazari ilimleri iktibas ve tatbikatta fazileti işleri takati nisbetinde tam bir meleke kazanarak elde etmesi ve olgunluğa kavuşmasıdır.Yani hikmet,kah nazari ve kah ilmi olarak tarif edilirse de tam manasıyla hikmet, illet ve sebepleri bilerek gayeye isabet edecek şekilde ameli ilme,ilmi amele uydurmaktır.Bunun için kendine hikmet verilene bir çok hayırlar verilmiş olduğu beyan buyurulmuştur.
Allahü Teala'nın alemde hikmetiyle koyup tahsis ettiği sebepleri ve hükümleri yani kanunları keşfederek ondan bir takım ilmi neticeler çıkarmak kabiliyeti ,şüphe yok ki Allah'ın büyük ihsanıdır.Ve hakim olan kimseye yakışan da ilmi ve ameli olarak bunun şükrünü eda etmektir.
Nitekim Allahü Teala''Biz Lokman'a hürmeti verdik ki şükret Allah'a diye buyurmuştur.Bu şükrün ilmi haysiyeti evvela o hikmetin Allahü Teala'nın bir vergisi olduğunu bilerek Allah'ı şirkten ve ortaklıktan tenzih etmektir.
Ameli haysiyeti de işlerinde takip ettiği gaye ve maksatlarında kendi hevasını değil Allah'ın rızasını gözetmektir .
Bu şükrü kim eda ederse kendi lehine şükretmiş olur.
Çünkü sonunda faydası kendine ait olur.Lakin kendine hikmet verilenler içinde ,nankörlük ederek küfre sapanlar da olmuştur.
Bunların nankörlüğü de yani o hikmeti Allah'tan bilmeyerek ben yapıyorum diye şükür de bulunmayıp kötüye kullanması kendi aleyhine olur.
Çünkü Allahü Teala zengindir,ihtiyacı yoktur, hem Hamid'dir hem Mahmud'dur.Filan feylesof hikmet namına nankörlük ederse ona hiçbir zarar eriştiremez, kendi kötülenmiş olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder