BİLİNÇ AKIŞI
Kendini ifade edebilmek , nasıl ifade edebilmek herşeyin bir usturubu vardır.
Şunu kendimize soralım insan kendini ifade edebilmelidir.
Ancak bir soralım kendimize bir düşünceyi ifade edebilmek için ne kadar çok sözlerle kendini ifade ederiz. Peki ne olur şunu soralım nasıl bir üslup kullanıyoruz. Cümleleri nasıl kullanıyoruz.
Kendimizi nasıl ifade edebiliyoruz çok zor bir şeymiş gibi kendimizi ifade edemiyoruz.
Aslında kimseyi suçlayamayız çünkü kendini ifade edebilen var edemeyen var.
Bu genelde ya çekingenlikten ötürü olur yada utanırsın başkalarının yanında sesini çıkarmaya.
Sanki birileri varken olur ya sesimiz içimize kaçar ve konuşamaz hale geliriz yutkunuruz halbuki konuşsak rahatlayacağız.
İşte bilinç altında biriken bir çok şey kendimizi ifade edebilmede pek kullanılmadığında bilinç altında öyle tıkanıp kalır. Bilinç akışı bilinç altında biriken bir çok şeyin ifade de yer bulup sözden dışarı akabilmesidir.
Akışkan bir dil ,kimimiz konuşur kimimiz konuşamaz. Konuşabilmekte değişkendir çünkü konuşurken bunu iyi bir şekilde başaranlarda vardır. Bu işi çok iyi başarabilenlere ne mutlu .
Konuşmak ama nasıl?
Sözler akıp gider kendini cümlelerde ifadelere bırakır ve olağan dışı akışkan bir dil.
Birçok insanın yabancı olduğu taraftır bu konuşabilmek ama konuşmak dile yatkın ve sade seçkin .
Kimi anlatıyorum en çok da şairlerin dilini anlatıyorum o kadar üslup güzelliğinin görünürlüğü onlarda daha çok vardır.
Şairler o kadar kitap okuyup kendini geliştirirler ve o seçkin dil onlarda vardır.
Eserleri o dolu bilinç akışı onların bilgilerinde saklıdır.
Bilgi öğrenilerek elde edilir işte dediğim şeyde burada başlıyor.
Bilgi, deneyimlerle elde edilir konuşmak bilgi haznesi olan insanların işidir.
Konuşamamak istisnalar hariç bir çok insanın okuyamamak ve öğrenmemekten kaynaklanmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder